Sevmek

sevmek

Sevmekle başlayacak her şey, sevgi kurtaracak dünyayı.

Sevmek kutsal bir duygudur.

Karşılıksız, hesapsız, kitapsız sendekini verebilmektir sevmek.

Mekânsız, zamansız, şartsız senedekini teslim etmektir sevmek.

Sevmek feda etmeyi bilmektir, vazgeçmeyi bilmektir, teslim olmaktır.

Sevmek bedel ödemeyi kabul etmektir, ödediğin bedelinkarşılığın beklememektir.

Sevmek kutsal bir sınavdır, bunu bilerek sevebilmektir, asıl mesele bu sınavı verebilmektir.

Sevmek Yunus gibi sevmektir. Yaratılanı sever Yunus yaradandan ötürü. Bütün kâinatı koşulsuz sever, sonsuz sevgi ile bağlı olduğu yaradanın yarattığı olduğu için.

Sevmek Yunus gibi yaratılanı sev yaradandan ötürü diyerek sevebilmektir.

Sevmek Mevlana gibi sevmektir, ‘Ne olursan ol gel’ diyebilecek kadar sevmek, her dili,her ırkıher inancı bir yana bırakarak insanı insan olduğu için sevebilmektir.

Sevmek Mevlana gibi ‘Ne olursan ol gel’ diyerek sevebilmektir.

Sevmek, Hacı BektaşıVeli gibi sevmektir. ‘Yetmiş iki milleti bir gör’ diyerek ‘Yolumuz, ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur’ diyerek sevebilmektir.

Sevmek Hacı Bektaşı Veli gibi ‘Yolumuz sevgi yoludur’ diyerek sevebilmektir

Sevmek Eyüp Peygamber gibi sevmektir.

Tüm malını,çocuklarınıve sağlığını kaybettiğinde kendisine “Nedir bu başına gelenler!” diyerek ah vah edenlere “Allah verdi; Allah aldı; her şey O’nun değil mi?” diyordu.

Sevmek Eyüp Peygamber gibi, kendisinin sınavı olarak bildiği, yaralarını ve çektiği acılarını sevebilmektir.

Sevdikçe yaradanın sana verdiği nur içinde çoğalır, aydınlık olursun, tüm renklerin çıkar ortaya, tüm güzel kokuların saçılır etrafa.

Eğer ‘Ben acı çektim sizde çekeceksiniz’ demeye başladıysanız, biter tılsım, biter muhabbet.

Eğer hesap kitap yapmaya başlamış, karşılığı hesaplıyorsan, mekana da zamana da takılıp kalmışsanız, teslim olmak yerine, teslim almaya kalkışıyorsanız, feda olmasını bekliyorsanız, bedel ödemekten kaçıyorsanız artık sevmekten vazgeçmişsiniz demektir.

Peki, ya sevmekten vazgeçersek ne mi olur?

Sınavı kaybetmiş olursunuz ve tüm kötülükleri önünü açmış olursunuz.

Önce Mevla’nın bizdeki parçası içimizdeki nurumuz ölür, karanlık oluruz. Sonra renklerimizi, güzel kokularımızı kaybederiz, renksiz kapkara, pis kokular kaplar içimizi.

Önce sevdiğimizi tüketir sonra öldürürüz içimizdeki sevdiğimizi.

Sonra çoğalır bizim gibiler yayılırlar dört biryana sevgisizler.

Sonra Şeyh Said ölür, Şeyh Bedrettin ölür, Seyit Rıza ölür, Pir Sultan Abdal ölür.

Öldürdükçe durmadan çoğalır büyük topluluklar olur şehirleri doldurur sevgisizlik.

Sonra Dersim ölür, Maraş ölür, Çorum ölür, Sivas ölür.

Sonra kentler çoğalır ve birleşerek ülke olur sevgisizlik.

Sonra Vietnam’da, Hiroşima’da, Halepçe’de, Gazze’de çocuklar ölür.

İşte kaybettiğimiz sevme sınavının faturası ölen bu çocuklardır.

Hz.Mevlam sevgisizlikten sana sığınırım, bizi sevgisizlerden koru!

 

Ekmeleddin Beye yazık oldu onu da kendilerine benzettiler

Çatıyı oluşturan iki partinin genel başkanlarının gafları, komikhalleri, ilginç söylemleri ile defalarca sosyal medyada gündem olmalarına alıştık artık.

Kılıçdaroğlu’nun, yürüyen merdivene tersbinmesine, oturduğu semtin adını Kâğıthane yerine Kâğıt tepe olarak söylemesine, belediye başkanını adayının adını unutmasına, aday olduğu seçimde oy kullanamamasına, Bahçeli’ninbüskevitine,matematikhesaplarına,kamyoncularla sohbetine alıştık.

Ama Ekmeleddinİhsanoğlu öyle bir gaf yaptı ki bunun üzerine gaf olmaz dedirten cinsten.Babası Mehmet Akif Ersoy’un arkadaşı olan Ekmeleddinİhsanoğlu, İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un kabrini ziyaret etmiş, kabir başında yazan İstiklal Marşı dizelerini okumuş, bu dizeler için “Çanakkale Şehitleri şiirinden herhalde” demişti

Ekmeleddinİhsanoğlu’nun imza attığı İstiklal Marşı gafı sosyal medyada büyük yankı yarattı. Ekmeleddin bey bu gafı ile uzun süre Twitter’da TT listesinde ilk sırada kaldı.

Şaka gibi, insan ne diyeceğini şaşırıyor.

Neresinden bakarsan bak büyük rezalet.

Neresinden bakarsan bak büyük skandal.

Cumhurbaşkanı adayının İstiklal Marşı’nı bilmemesine mi yanalım, yoksa babasının yakın dostu, dünyaca ünlü Türk şairini ve eserlerini bilmemesine mi yanalım.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel sekreterliğini yapmış bir profesörün politikacıların elinde ne hale düştüğüne mi yanalım.

Hani meşhur atasözünde dediği gibi“Kır Atın Yanında Duran Ya Huyundan Ya Suyundan”

EkmeleddinBey’e yazık oldu politikacılar onu da kendilerine benzettiler.

WhatsApp
Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Email

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir