Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dumanlı, Ankara’da ‘Usulsüz taltif verildiği’ iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında kardeşinin de gözaltına alınmasından sonra çıktığı canlı yayında Gülen’i ‘Mevlana ve Yunus’ ile bir tuttu.
Bu akıl almaz benzetme ile bir tek ceketi olan Gülen’i yüceltirken, kendisinin de bir tek ceketi olduğunu ima eden ifadeler kullanıp karşı medya olarak nitelendirdiği gazete yöneticilerine ağır suçlamalarda bulundu.
Bir yandan acınası bir hal sergilerken, bir yandan da komik duruma düşüyordu. Fakirlik edebiyatı üzerinden mazlumu oynamak bir gazete genel yayın yönetmeninin başvuracağı yöntem olmamalı. Öncelikle kardeşinin bir iddia ile yargılanması hukuki bir durum. Suçlu ise suçunu çeker, değil ise serbest kalır ve konu kapanır.
İkincisi kardeşinin bir konuda yargılanması onu panikletecek, sinirlendirecek, sağa sola saldırtacak bir mesele değil. Çünkü suç varsa şahsidir, sadece kardeşini ilgilendirir. Kendini bağlayan, bağırıp çağırmasını gerektiren bir durum yok ortada.
Üçüncüsü birinin zengin olması, suçlu olması ya da birinin fakir olması masumiyetinin göstergesi olamaz. “Kardeşimin de benim de hiçbir şeyimiz yok” demek paralel yapıyla ilişkili olup olmamaya nasıl kanıt olabilir? Ne yani bundan önceki darbe girişimlerini Türkiye’ de zenginler mi yaptı? Zaman gazetesinin sahibi de fakir değildir herhalde. Peki onun durumu nedir? O da mazlum mudur, yoksa zengin olduğu için değil midir?
Böylesi mantık bir genel yayın yönetmeninin kullanacağı yöntem mi? Fakirlik edebiyatı ile kendini mazlum göstermek komik ve daha önce de Gülen tarafından kullanılmış karşılık bulamamış bir yöntem.
Onlarca holding, binlerce eğitim kurumu, yüzlerce şirket, medya kuruluşu, banka, finans şirketi, market zinciri olan bir yapının başındaki zat “Bir ceketim var” diyerek komediye imza atmıştı.
Bu zatın yolunda gittiği için kendisinin de ‘bir ceketi’ olduğunu söylemek, en az diğeri kadar komik bir durum. Dünyanın sayılı holdinglerinde daha büyük finans, mal, hizmet ve markaya sahip bir yapının mensubu olarak bu imkânların tamamını sınırsız kullanırken garibanlık edebiyatı yaparak vitrine oynamak trajikomik bir durumdur.
Bir ceketi olan Dumanlı akbil kullanarak mı gazeteye geliyor?
Sefer tası ile evden bulgur soğan getirerek mi yemek yiyor?
Dumanlı bu komik açıklamayla da yetinmiyor.
Karşı medyaya saldırırken gaza geliyor.
Bu gazla Gülen’i Mevlana ve Yunus’a eş tutarak bir garip açıklamaya da imza atıyor.
Bu şaka gibi açıklamaları bir medya kuruluşunun başındaki biri yapıyor.
Asıl komik olan herkesin 17 Aralık darbe girişiminden bu yana yaptıkları karalama ve saldırı dolu haberlerini, beddua seanslarını unutup ona inanacaklarını umması.
Ulusal bir gazetenin başındaki zatın yaptığı açıklamalarla trajikomik duruma düşmesi gerçekten çok üzücü.
Bu medyanın IŞİD’i sizlersiniz
Geçen hafta yazdığım ‘Aslı Aydıntaşbaş ya Obama Odatv’yi okusa… ‘ başlıklı yazımda değindiğim haberin, yazıda belirttiğim gibi iftira olduğu ortaya çıktı.
Sözcü gazetesinin yazarı Soner Efendi’nin sahibi olduğu internet sitesi, tramvayda yolculuk yapan sakallı bir gencin cep telefonu ile çekilmiş görüntüsünü haberleştirip çocuğu IŞİD’li ilan ederek ‘IŞİD İstanbul’da’ diye haber yapmıştı.
Yüzünü açıkça gösterip terörist ilan ettikleri zavallı çocuğun babası oğlunu alıp emniyete götürerek IŞİD’li olmadığını kanıtlamak zorunda kalmıştı.
Peki, Soner Efendi ve sitesi bu yaptıkları haberden hiç utandılar mı?
Bu ilk yaptıkları iftira haberi olmadığı için sorunun cevabı belli.
Soner Efendi’nin yıllarca çalıştığı Doğan Medya da O’ndan geri kalmadı.
Onlar da O’na benzer bir kepazeliğe imza attılar.
Aydın Doğan’ın medyası olan Hürriyet, CNN Türk ve Radikal peçeli öğrenci provokasyonu yaparak Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı haklı çıkardılar.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, başörtüsünün ortaöğretimde serbest bırakılmasıyla ilgili gazetecilere açıklama yaparken, Doğan Haber Ajansı muhabiri provokasyon kokan bir soru yöneltmişti. DHA muhabiri “Peçe de serbest olacak mı” diye sormuş, Bakan Avcı da “Böyle provokasyonlar, mizansen kurgular bekliyorum açıkçası” demişti.
Bu dediğini Aydın Doğan medyası yaparak utanç hanesine bir haber daha ekledi.
Aydın Doğan’a ait Hürriyet, Radikal ve CNN Türk’te peçeli öğrenci haberi günün gündemi haline getirildi. Başka bir ülkede yaşanan olay algı oluşturulmak için kullanıldı. “Okula peçeyle gitmek isteyen öğrenci” haberi bu üç site tarafından eş zamanlı olarak paylaşıldı.
Soner Efendi ile eski patronunun medyası gözlerini kırpmadan her türlü iftira,ve yargısız infaza imza atmaya devam ediyor.
Gazetecilik mesleği adına her gün cinayet işleyen bu kurum ve kişiler adeta medyanın IŞİD’i gibi faaliyet gösteriyorlar.