Aslı Aydıntaşbaş ‘Obama Yeni Şafak okusa’ başlıklı yazısında bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Biraz cool olalım” derken, öte yandan ‘yandaş’ olarak nitelendirdiği Yeni Şafak, Sabah, Akşam gazetelerine de ‘serinkanlı’ olmak lazım diyerek ayar veriyor.
Aslı Aydıntaşbaş Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eleştirdiği New York Times’ın Hacıbayram’dan IŞİD’e katılanlarla ilgili haberini referans alarak “Obama, Merkel ya da David Cameron bu kadar alınganlık gösterip medyaya gürledi mi? Hayır. Biraz ‘cool’ olalım’’ diyor.
Tamam, ‘biraz cool olalım’ da haber yalanlandı Aslı Hanım.
Yayını yapan gazete New York Times özür diledi.
Tamam, Cumhurbaşkanı seni dinleyip ‘biraz cool olsun’ da sende biraz yavaş ol. Acele etme. Bak böyle yazıya referans yaptığın haber yalan çıkar ters köşeye düşer kalırsın.
Aslı Hanım yazısının devamında abla edası ile ‘yandaş’ olarak nitelendirdiği Yeni Şafak, Sabah, Akşam gazetelerinin kulağını çekiyor.
IŞİD terörü konusunda ortaya koydukları tavrı ‘yandaş medya kafası’ olarak görüp, saydığı gazetelere ‘serinkanlı’ olmak lazım diyerek ayar veriyor.
Aslı Hanım yazısında bize ‘’Siz Obama’nın Yeni Şafak, Sabah ya da Akşam’da günlerdir çıkan ‘IŞİD’i ABD yarattı’ kıvamındaki yorumları ciddiye alıp Amerikan Ticaret Odaları Birliği toplantısında gündeme getirdiğini düşünebiliyor musunuz?’’ diye soruyor.
Yazısını sonunda da uyarıyor “Yandaş medya kafasıyla ‘Yedi düvel bir araya geldi, Türkiye’yi zora sokmak için IŞİD’i çıkarttı’ ruh haline girmek, dünya tarafından zaten imaj sorunu yaşayan Ankara’yı marjinalleştirir” buyuruyor.
Aslı Hanım bu yazıyı, sürekli ‘yandaş’, ‘yandaş kafa’ olarak nitelendirdiği gazeteleri okuyarak kaleme aldığını pek zannetmiyorum. Nasıl olsa ‘yandaş, yandaş kafalıları’ okumaya değer bulmuyordur.
Ama acaba çok beğendiği yandaş olmayan ‘Sözcü’ gazetesini okuyor mu?
Ya da Sözcü gazetesi yazarı Soner Efendi’nin sahibi olduğu Odatv’yi okuyor mu?
Bu yayınlar ve onlara benzeyen onlarca yerde IŞİD’i Tayyip Erdoğan’ın örgütü gibi gösterme çabasını okumuyor mu?
Mesela Odatv’de yayınlanan ‘Ve IŞİD İstanbul’da’ haberini okudu mu?
Haberde hippi kılıklı sakalı bir gencin tramvayda, kapı önünde sıkışıp kalmış, cep telefonu ile çekilmiş görüntüsünü ‘Ortaya çıkan görüntülerde, IŞİD üniformalı kişilerin Kabataş tramvayında yolculuk yaptığı görülüyor. Kendilerini gizleme gereği görmeyen IŞİD üniformalı kişilerin dikkatlice etrafı süzdüğü görülüyor’ şeklinde saçmalamaları okudu mu?
Akıl sağlığı yerinde birinin yazması imkânsız bu haberdeki trajikomik duruma ne diyecek?
Peki, yandaş medyayı okuyan Obama ve dünyanın gözünde marjinalleşen Ankara, bu haber ile mi itibar kazanır.
Peki, ya Obama Odatv’yi okusa Asıl Hanım?
Peki, Obama Odatv’yi ciddiye alıp bu haberi Pentagon’da güvenlik toplantısında gösterdiğini düşsenize Aslı Hanım ne olur?
Allah’tan Obama Asıl Hanım’ı, Soner Efendi’yi, Sözcü gazetesini ve Odatv’yi tanımıyor!
Derinlerin açılım sürecine karşı ittifakı
Derin PKK, Derin Kemalistler, Derin Cemaat.
Derinlerin ortak hedefi çözüm süreci.
Oslo görüşmelerinin sızdırılması, indirilen bayraklar, izinsiz açılan okullar…
İsrail dostu cemaatler, Cemaat dostu Kemalistler.
Paralel hükümetler, paralel devletler, çatı adayları.
Bir derinler ittifakı.
Bu derinlerin isimleri, görünen siyasi çizgileri, söylemleri farklı olabilir.
Ama hedefleri aynı, çünkü beslendikleri kaynakları aynı.
Çözüm sürecinin devam etmesini istemiyorlar.
Hepsinin mazereti ayrı.
Derin PKK dağdan inmek istemiyor, mazereti dağdan inmenin güvencesi yok. Onlara göre Tayyip Erdoğan Kürtler’in oyunu almak için bunları yapıyor.
Derin Kemalistlere göre Kürtler bölücü, bölücülere taviz vermek olmaz diyor. Yani ‘en iyi Kürt ölü Kürt’tür’ diyorlar. Dolayısı ile Tayyip bölücülerle pazarlık yapıp taviz veriyor.
Derin Cemaat de istemiyor çünkü projenin başında Tayyip Erdoğan var. Onlara göre Tayyip Erdoğan memleketi İran’a peşkeş çekiyor.
Ama bütün bu söylemeler görünenler.
Asıl mesele AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ı gönderme lobisi olarak çalışan bu derinler, sürecin başarısız olması ile AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ı gönderme hayallerinin gerçekleşeceğine inanıyorlar.
Bu isteklerinin gerçekleşmesi için dış güçlerden Tayyip Erdoğan’ı gönderme hedefi güdenlerle ittifak kurmakta bir mahsur görmüyorlar.
Onlara dışarıdan destek veren, algı yaratan, finans, istihbarat desteği veren çok güçlü bir ortakları var.
Bu ortakları Ortadoğu’ da Müslüman halka kan kusturan, o coğrafyadaki petrolleri büyük ağabeyi için isteyen İsrail’den başkası değil.
İsrail de Tayyip Erdoğan’ı gönderme hedefinde. Çünkü Tayyip Erdoğan Filistin konusunda ‘One minute’ demiş, bu çıkışı ile Müslüman coğrafyanın en güçlü lideri olmuştu.
Eğer çözüm sürecini başarırsa, terörden kurtulmuş, güçlü bir Türkiye ve onun başında güçlü bir Tayyip Erdoğan olacak.
Eğer bu coğrafyada güçlü bir Türkiye olursa bu coğrafyadaki petrollerin peşkeş çekilmesine müsaade etmeyecektir.
Bizim derinler ittifakı Tayyip gitsin de ne olursa olsun sarhoşluğu ile ne denirse hevesle yaparken, İsrail, ABD için bu coğrafyadaki petrolün peşinde.
Koyun can derdinde kasap et, meselenin özü bu.