Geleneksel medya kurumlarının tepeden bakarak küçümsediği, gençlere bırakarak yatırım yapılmayan alan olarak gördükleri dijital medya bölümleri, reklam pastasının hızla dijital alana kayması ile “olmazsa olmaz” hale gelerek ağırlığını ortaya koydu.
Geleneksel medya markalarının dijital birimleri artık markanın önüne geçerek markadan faydalanan değil markayı besleyen ayakta tutan birimler olması, geleneksel medyanın sonunun yaklaştığının en belirgin belirtisi olmuştur.
Sosyal medyayı kulanmadığını söyleyerek övünen köşe yazarların ve genel yayın yönetmenlerin temsil ettiği geleneksel medya inanılmaz bir hızla dijital medyayaya adapte olmaya ve gücü önünde boyun eğmeye başladı. Bu süreç sonrası evrilen geleneksel medya temsilcileri artık tıklanma oranlarını ve like sayılarını hesap etmeye başladılar.
İnanılmaz bir hızla dijitalleşen medyada en hızlı adaptasyon radyo ve tv kanallarında olmuştur. Radyo ve tv kanalları için dijitalleşme özelikle yayınlanma alanlarını genişletmek ve farklı kitlelere ulaşmak için bir fırsat olarak algılanması çok sürmedi. Burada alınan geri dönüşlerde dijitalleşmenin vazgeçilmez hale gelmesini sağlamıştır. Özelikle dizi sektörünün de hızla dijital alana geçmesi bu alanda özelikle tv kanallarının dijital alana teslim olmalarında büyük etken olmuştur.
Etki alanın gücüne ve geri dönüşleri görmelerine rağmen uzun süre direnç gesteren alan ise gazeteler olmuştur. Bu dirence kaynak olarak da kamu ilanları gelirleri gösterilmiştir. Ancak basın ilan kurumunun da dijital alana kayması ile gazetelerde artık tamamen dijital alanın gücüne teslim olmuştur. Tabii burada anllattıklarımız geleneksel medyanın dijitalleşme sürecidir. Oysa dijital medya geleneksel medyanın dijitalleşmesi ile başlamamıştır. Sadece dijital alanda var olan ve bu alanda büyük başarı hikayelerine imza atan dünyadaki örnekleri Huffington Post gibi Türk medyasında da dijital medya markaları ile süreç başlamıştır.
Geleneksel medyanın gazetecilik olarak saymadığı, küçümsediği dijital medya markaları bu gün ellerindeki saha deneyimi ile geleneksel medyanın örnek almak zorunda kaldığı medya markaları olmuştur.
Dijital medya olarak yayın hayatına başlayan iki marka Türk dijital medyası için örnek teşkil etmiştir. Bunlar haberturk.com ve internethaber.com markalarıdır. Habertürk daha sonra bu markası üzerine bir tv kanalı ve gazete inşaa etme başarısı göstererek süreci tersine işleten marka olarak tarihe geçmiştir.
Türk medyasının dijitalleşme sürecinede ilk adımı atan da yine Habertürk markası olmuştur. Başladığı noktaya geri dönerek basılı gazeteden vazgeçen Habertürk dijital alanda yayın hayatına devam etme kararı aldı. Böylece Habertürk Türk medyasında üç aşamada da ilk olma özeliğine sahip olmuştur.
Dijital medyada internethaber’den bahsetmemek haksızlık olacaktır. Bir internet gazetesi olarak başlayan internethaber, bir çok temada ve farklı alanlarada gazetecilik faaliyetleri sürdüren Türk medyasının ilk dijital medya grubu olmuştur.
Dijitalleşme sürecine yayın hayatına geleneksel medya alanında başlayarak dijitalleşme kararı alarak basılı gazeteciliği rafa kaldıran ise Türk Medya grubu olmuştur. Türk Medya Grubu Star Gazetesi, Akşam Gazetesi ve Güneş Gazetesi markalarını ve dergi grubunun tümünü basılı alandaki faaliyetlerine son vererek dijital alanda yayın hayatına devam etme kararı aldı.
Tüm bu süreçler medyanın dijitalleşme sürecinde önemli gelişmeler olmasına rağmen, başka bir kaç örneğe de değinmekte fayda olacaktır. Hürriyet ve Milliyet gazeteleri geleneksel medyanın en eski ve prestijli yayınları olmalarına rağmen basıl gazete satışlarını komik rakamlara düşmesine rağmen dijital varlıkları sayesinde etinliklerine devam ettikleri gerçeğinin de altını çizmekte fayda olacaktır.
Bu soruya verceğim cevap maalesef “hayır” olacak.
Basılı gazetelerin tirajları, radyo ve tvlerin reytinglerinin asla baş edemeyeceği rakamlamların var olduğu dijital medyanın baş döndürücü gelişiminin iki temel sebeb vardır. Bunlardan bir Sosyal Medyanın inanılmaz derecede çeşitlenmesi ve yaygınlaşması ile akıllı telefonların hızlı gelişimi ve yaygınlaşmasıdır. Bunlar dijital medyanın hızlı bir şekilde geleneksel medyanın yerini almasına yardımcı olmuştur ancak bu aynı zamanda kitlesel medya markalarının yok olması için çanların çalmaya başladığı zaman da olmuştur.
Sosyal medya ve akıllı telefonlar artık iletişimin hızla kişiselleşmeye doğru gidişini hızlandırmıştır. Artık medya markaları yerine, sosyal medya fenomenlerinin, youtuberların, blog yazarlarının hızla etkili olduğu bir medya dönemi başladı. Bir tv, radyo, gazete ve internet haber portalı markasına ihtiyaç duymadan, kişisel sosyal medya hesaplarının verdiği gücünü kullanarak bireysel olarak medya markalarını yaratan kişilerin etkili olduğu bir döneme hızla girildi. Bir astrolog, bir yemek yazarı, bir köşe yazarının, bir gazetecinin, komedyenin, bir karikatüristin, bir talk showcu veya bir sinama eleştirmeninin bir yayın yapması için bir medya markasına ihtiyacı yok kendi sosyal medya hesapları ve kendi yetenekleri yayın yapması için yeterli oluyor. Kendi bireysel yayınları ile etki açısında medya markalarına kafa tuttacak seviyeye ulaşmayı başarmışlardır.
Dijitalleşme kitlesel medya markalarının ömrünü uzatmıştır ancak asla kurtuluşu değildir. Hızla bireyseleşen medya başka bir alana hızla evrilmeye devam ediyor. Artık akıllı telefonlardan tün yayınları sosyal medyalarından takip eden bir toplumun olduğu dünyada karar vericiler markalar değil, kişilerdir.
Türk medyası olarak baktığımızda ise durum daha da vahim durumdadır.
Kitlesel medya olma yolunda kırk fırın ekmek yemesi gereken medyamız, sosyal medyada canlı yayın yaparken kamera açısını ayarlamayı akıl edemeyenlerin, künyelerde genel yayın yönetmeni olarak yazıldığı noktadayız…
Bu kafa ile dijitalleşmesi bir kurtuluş olmak yerine ancak bir kara mizah olmanın ötesine geçmeyeceği tüm çıplaklığı ile ortadadır.
Ancak bireysel medya alanında çok başarılı yayın yapan bir çok girişimin olduğunun da hakkını teslim etmemiz gerek.
Gazeteci Mustafa Nihat Yükselir yeni videosunda İstanbul Sözleşmesi neden gündeme geldi? başlığı ile istanbul Sözleşmesi…
İstanbul sözleşmesi sert tartışmalarla gündemdeki yerini koruyor. Tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi…
Gazeteci Mustafa Nihat Yükselir'in son günlerde en çok konuşulan Türkiye’de Sosyal Medya kapatılıyor mu? Sosyal…
Gazeteci Mustafa Nihat Yükselir, Cinsiyetçi ayrımcılık ve politik terörün mağduru kadınlar başlık videosunda Selahattin Demirtaş'ın…